Yapay Zeka ve Elektronik Atık Sorunu
Üretken yapay zeka teknolojisinin hızlı bir şekilde ilerlemesi, beraberinde ciddi çevresel sorunları da gündeme getiriyor. Son dönemlerde gerçekleştirilen bir araştırma, yapay zekanın 2030 yılına kadar milyonlarca ton elektronik atık yaratabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
1000 Kat Artış Tehlikesi
Çin Bilimler Akademisi ile İsrail’deki Reichman Üniversitesi’nden bilim insanları, üretken yapay zekanın önümüzdeki on yıl içerisinde yaklaşık 1.000 kat daha fazla elektronik atık üretebileceğini ortaya koydu. Araştırmacılar, eğer gerekli tedbirler alınmazsa, yapay zeka kaynaklı e-atık miktarının 2023’te 2.600 tondan 2030’da 2,5 milyon tona yükselebileceğini tahmin ediyor. Bu durum, 2030 yılında dünya nüfusunun tahmini olarak 8,5 milyara ulaşmasıyla birlikte, her bireyin ortalama iki adet iPhone’u çöpe atması anlamına geliyor.
Atık Miktarının Artma Nedenleri
Üretken yapay zekanın hızlı yükselişi, donanım ve çip teknolojilerinde sürekli güncellemeler yapılmasını zorunlu kılıyor. Bu durum, mevcut elektronik cihazların hızla eskiyip atık haline gelmesine yol açıyor. Eskiyen bu ekipmanlar, geri dönüştürülebilen değerli metallerin yanı sıra, sağlık ve çevre için tehlikeli olabilecek kurşun, krom gibi toksik maddeler de barındırıyor.
En Çok Atığı Kuzey Amerika Üretecek
Yapılan araştırmalara göre, işlenmemiş atık akışlarının %58’inin Kuzey Amerika’da oluşacağı öngörülüyor. Bunun başlıca nedeni, bu bölgede çok sayıda yapay zeka veri merkezinin bulunması. Doğu Asya, yani Çin, Güney Kore ve Japonya’nın ise toplam atık payı %28 seviyesinde olacak. Avrupa Birliği ve Britanya’nın atık payı ise %14 olarak tahmin ediliyor. Ayrıca, ABD’nin Çin’e yönelik gelişmiş GPU satışına getirdiği kısıtlamalar da çevresel sorunları daha da derinleştirebilir. Uzmanlar, Çin’deki veri merkezlerinin “modası geçmiş sunucu modellerini kullanmaya zorlanmasının” atık miktarını artırabileceğine dikkat çekiyor.
E-atık Oluşumunu Azaltma Stratejileri
Araştırmacılar, e-atık oluşumunu minimize etmek için dairesel ekonomi stratejilerini önermektedir. Bu strateji, yapay zeka ile ilişkili donanımların kullanım ömrünü uzatmayı, eski parçaların daha düşük seviyeli uygulamalarda yeniden kullanılmasını, daha verimli algoritmalar geliştirilmesini ve çiplerin hesaplama verimliliğinin artırılmasını kapsamaktadır. Çalışmanın başyazarı Wang Peng, bu stratejinin yapay zeka geliştiren tüm ülkeler için uygulanabilir olduğunu, ancak her ülkenin farklı sorumluluklar üstlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Örneğin, ABD’nin donanım üretimi ve algoritma geliştirme konularında daha sorumlu bir yaklaşım sergilemesi beklenirken, Çin’in atık yönetimi ve geri dönüşüm süreçlerini iyileştirmeye odaklanması gerekmektedir.