Düzce Üniversitesi Elektromanyetik Fırlatıcılar Alanında Önemli Projeler Üretiyor

57528 dc3bczce c39cniversitesi elektromanyetik fc4b1rlatc4b1cc4b1lar alanc4b1nda c396nemli projeler c39cretiyor
57528 dc3bczce c39cniversitesi elektromanyetik fc4b1rlatc4b1cc4b1lar alanc4b1nda c396nemli projeler c39cretiyor

Düzce Üniversitesi Elektromanyetik Fırlatıcılar Alanında Önemli Projeler Üretiyor. Düzce Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Uğur Hasırcı, savunma ve uzay sanayinde önemli bir yere sahip elektromanyetik fırlatıcılar hakkında bilgiler paylaştı.

Elektromanyetik Fırlatıcıları, bir mermiyi hızlandırmak için klasik konvansiyonel silahlar gibi barut kullanmak yerine, elektrik akımını ve onun manyetik etkisini kullanan fırlatıcılar şeklinde tanımlayan Yrd. Doç. Dr. Uğur Hasırcı, Elektromanyetik Silah olarak da isimlendirilen bu sistemin, genellikle savunma ve uzay sanayinde kullanıldığını ifade etti. Savunma sistemlerinde bir donanma gemisinden başka bir donanma gemisini vurmanın, insansız hava araçlarını fırlatmanın, uzay sanayinde ise TÜRKSAT gibi uyduları uzaya fırlatmanın en tipik uygulamalar olduğunu belirtti.

Elektromanyetik Fırlatıcıların Önemli Avantajları Var

İster barutlu, ister elektromanyetik fırlatıcı olsun, tüm fırlatıcı türlerinde iki temel gereksinim olduğunu söyleyen Hasırcı, “Birincisi merminin hızı, ikincisi de fırlatıcının ardışık mermi fırlatma kapasitesidir. Elektromanyetik fırlatıcılar, bu iki temel gereksinimin her ikisi için de, barutlu fırlatıcılara kıyasla çok daha avantajlıdır. Çünkü mermileri çok daha yüksek hızla fırlatabilirler. Bildiğim kadarıyla dünya rekoru 6 kilometre/saniye değerinde. Ayrıca bu tür fırlatıcıların ardışık mermi fırlatma kapasitesi, teorik olarak sonsuzdur. Barutlu fırlatıcılarda ise en büyük problem ardışık fırlatma kapasitesidir. Zira konvansiyonel fırlatıcılarda hemen hemen her fırlatma işleminden sonra, kimyasal reaksiyondan dolayı bir bakım çabası gerekir.” dedi.

Elektromanyetik Fırlatıcılar teknolojisinin dünyada ve ülkemizdeki durumundan söz eden Yrd. Doç. Dr. Hasırcı, “Amerikan Donanması, tüm donanma gemilerini belirli bir süre zarfı içinde elektromanyetik fırlatıcılara uyumlu hale getirmek için oldukça yüksek bütçeli bir program başlattı ve bu program şu anda devam ediyor. Böyle bir amacı gerçekleştirmek hem zaman alan, hem de maliyetli bir süreci zorunlu kılıyor. Çünkü Elektromanyetik Fırlatıcılarda en büyük sorun güç kaynağı teknolojisi. Fırlatma işlemi çoğu zaman 1 saniyeden kısa bir süre alırken, bu kısa sürede devasa bir enerjiye ihtiyaç duyuluyor. Bu da özel teknolojilerle üretilen, maliyetli ve çok yer kaplayan kaynakları zorunlu kılıyor.” ifadelerini kullandı.

“Silah Sanayisindeki Lider Ülkelerde 100 Yıla Kadar Barutlu Fırlatıcı ve Barutlu Silah Kalmayacak”

Silah sanayinde lider durumda olan Çin, Rusya, ABD, Fransa ve Almanya’nın, Elektromanyetik Fırlatıcılar konusunda da lider konumda olduğunu dile getiren öğretim üyemiz, bu ülkelerde tahmini olarak en fazla 100 yıla kadar barutlu fırlatıcı ve barutlu silahın kalmayacağına dikkat çekerek konuyla ilgili bilgi ve teknoloji üretmeyen ülkelerin ise, bu ülkelerden teknolojiyi satın almak zorunda kalacakları değerlendirmesinde bulundu.

Ülkemizde birkaç kurum ve araştırmacının, çoğu zaman birbirinden bağımsız olarak da olsa bu konuda faaliyet yürüttüğünü ifade eden Hasırcı, birçok konuda olduğu gibi bu konuda da bir kümelenme eksikliğinin hissedildiğini belirterek yine de hem üniversitelerimizde, hem araştırma merkezlerinde, hem de savunma sanayiine ilişkin milli kuruluşlarımızda çok değerli araştırmacılar ve mühendislerin, Elektromanyetik Fırlatıcı konusunda teorik ve uygulamalı düzeyde çalışmalar yaptıklarını sözlerine ekledi.

“Bu İvmeyle Ülkemiz En Geç 10 Yıl İçinde Bu Alandaki Lider Ülkeler Arasına Girebilir”

Yrd. Doç. Dr. Uğur Hasırcı, “Ülkemizde, bir elektromanyetik fırlatıcı ile şu ana kadar çıkılmış en yüksek hız, en azından benim bilgim dahilinde, 300 metre/saniye değerindedir. Projelerin tamamı kamu destekli olarak yürütülüyor. Ülkemizde Ar-Ge desteklerinin toplam bütçeye oranının artmasıyla birlikte, bu konuda yürütülen faaliyetler de müthiş bir ivme kazandı. Bu ivme ile devam edilmesi halinde, ülkemizin de en geç 10 yıl içinde az önce saydığım ülkeler arasına girmesi kuvvetle muhtemel. Ümit ederim ki bir sonraki TÜRKSAT uydusu Fransız Guyanası’ndan ya da Kazakistan’dan değil, ülkemiz topraklarından yerli ve milli bir fırlatma üssünden fırlatılacaktır. Yine ümit ederim ki, modern Elektromanyetik Silahlar, Türk mühendisler tarafından yerli ve milli imkanlarla üretilip, ordumuzun kullanımına sunulacaktır.” diye konuştu.

Konuyla İlgili Önemli Projeler Yürütülüyor

Üniversitemizde; öğretim üyelerimizin, doktora, yüksek lisans ve lisans öğrencilerimizle birlikte yaklaşık 6 yıldır, Elektromanyetik Fırlatıcılar konusunda uygulama düzeyinde araştırmalar yaptığını belirten Yrd. Doç. Dr. Hasırcı, bugüne kadar 2 TÜBİTAK destekli, 1 de DÜBAP destekli proje ile şu ana kadar 5 de fırlatıcı üretildiğini söyledi. Daha yüksek bütçeli 1 TÜBİTAK proje önerilerinin de değerlendirme aşamasında olduğuna dikkat çeken öğretim üyesi, bu projenin fonlanması durumunda ilk aşamada 500 metre/saniye, orta vadede ise 1 kilometre/saniye hıza çıkmayı planladıklarına; kullandıkları topolojinin tamamen özgün olması nedeniyle yüksek hızlara çıkmaya olanak sağladığına vurgu yaptı.

Bu tür fırlatıcılarda en önemli sorunun güç kaynağı olduğuna işaret eden Hasırcı, “Bu alanda çok yüksek seviyelerde enerji depolayabilen güç kaynaklarına ihtiyaç duyuluyor. Şu anda ultrakapasitörleri kullanarak bu enerjiyi depolamaya ve depolanan enerjiyi fırlatma işleminde kullanmaya çalışıyoruz. Ayrıca Üniversitemizde; son yılların en popüler çalışma konularından biri olan, ulusal ve uluslararası alanda fon sağlayan birçok kuruluşun özel proje çağrılarını yayınladığı “Grafen Teknolojisi” üzerine araştırma yürüten ve bu teknolojinin ultrakapasitörlere kullanımı üzerine çalışan temel bilimci öğretim üyelerimiz var. Uzun vadede hedefimiz, Üniversitemizde bu bilim insanlarının üreteceği ultrakapasitörleri kullanıp, tamamıyla yerli bir fırlatıcı üretmek.” şeklinde konuştu.

Üniversitemizde ayrıca, bu fırlatıcıların ulaşım sistemlerine yönelik bir uygulaması olan “Manyetik Levitasyon Treni” için de bir prototip üretildiğini ve temel düzeydeki testlerin tamamlandığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Hasırcı, tamamen yeni tren topolojisinin gerçek zamanlı uygulanabilirliğini deneysel olarak ispatlamak için ek testleri de sürdürdüklerini dillendirdi.

“Yakın Gelecekte Savunma Sanayinde Dışa Bağımlılığımız Tamamen Ortadan Kalkacak”

Son olarak yerli savunma sanayinin önemine vurgu yapan Yrd. Doç. Dr. Uğur Hasırcı, “Afrin operasyonu, yerli ve milli savunma sanayi ürünlerinin adeta bir galerisi gibi. Örneğin tamamen Türk mühendislerinin ürettiği İnsansız Hava Araçları (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA), ordumuzun manevra kabiliyetini ve caydırıcı gücünü çok artırdı. Yerli savunma firmalarının ürettiği silahlar, ülkemizin bu konudaki dışa bağımlılığını ciddi oranda azalttı. Şu anda konuyla ilgili hali hazırda devam eden çok sayıda da proje var. Devletimizin bu konudaki Ar-Ge projelerine sağladığı fonlar, hiç olmadığı kadar yüksek. İnanıyorum ki ülkemiz, bu projelerin başarıya ulaşmasıyla çok da uzak olmayan bir gelecekte, savunma sanayinde dışa bağımlılığını tamamen ortadan kaldıracaktır. Bu vesileyle Afrin operasyonunda hayatını kaybeden, Yunus Emre’nin ifadesiyle ‘Gök ekini biçmiş gibi’ vatan için genç yaşta toprağa düşen şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.” sözleriyle açıklamalarını sonlandırdı.

Kaynak : Düzce Üniversitesi