Çin Savaş Alanını Yeniden Tasarlıyor: Orduda Yapay Zeka Kullanımı

Çin’in Yapay Zeka Destekli Savunma Teknolojileri: P60 ile Otonom Muharip Destek Sistemlerinin Yükselişi ve Jeopolitik Etkileri

Giriş olarak başlayacak olursak, Çin’in devlet savunma sanayinde kaydedilen yüzleşmeleri ve teknik ataleti aşan yatırımlar,, yapay zekanın stratejik bir omurga haline geldiğini açıkça gösteriyor. Özellikle Norinco tarafından tanıtılan P60 adlı muharebe destek aracı, saatte yaklaşık 50 kilometre hız ile otonom görevler yürütebiliyor. Bu aracın arkasında duran temel güç, Çinli teknoloji devi DeepSeek tarafından geliştirilen yapay zeka modelleri ve bu modellerin savaş alanı karar destek süreçlerindeki kullanımıdır. Bu süreç, Çin’in ABD ile süregelen silahlanma yarışında yapay zekayı kilit bir stratejik unsur olarak konumlandırdığını net biçimde gösteriyor.

Anahtar bulgular arasında, Reuters’ın analiz ettiği mevcut patentler, tedarik kayıtları ve ihale süreçleri, Pekin’in otonom hedef tanıma ve gerçek zamanlı savaş alanı karar destek sistemlerini geliştirerek savaş yönetimini kökten dönüştürdüğünü gösteriyor. Ayrıca Nvidia çiplerinin kullanımı, ABD’nin ihracat kısıtlamalarına rağmen Çin ordusunun modernleşme hedeflerinden sapmadığını ortaya koyuyor.

ABD kaynaklı çipler hâlâ savunma sanayinde kritik rol oynamaya devam ediyor. Araştırmaya göre, PLA’ya bağlı enstitüler Nvidia A100 ve H100 modellerine dayalı sistemlerle çalışmaya devam ediyor. Nvidia sözcüsü John Rizzo’nun sözleri, ikinci el kullanımın risk oluşturmadığı yönündeyken, ABD Ticaret ve Hazine Bakanlıkları bu konudaki sorulara yanıt vermemiş durumda. Bu durum, küresel tedarik zincirlerinde yaratılan esneklik ve riskleri de gündeme getiriyor. Yerli çip kullanımı ise Pekin’in kamuoyu baskısını arkasına alarak hızla artıyor; Jamestown Vakfı’nın analizleri, PLA’nın 2025 itibarıyla Huawei üretimi çipleriyle çalışmayı yaygınlaştıracağını öne sürüyor.

DeepSeek öne çıkıyor ve PLA belgelerinde yapay zeka temelli ihalelerin büyük bölümünde DeepSeek modellerinin kullanıldığı belirtiliyor. Bu durum, Çin’in algoritmik egemenlik hedefiyle uyumlu olarak, Batı teknolojisine bağımlılığı azaltma yönündeki kararlı adımlarını yansıtıyor. Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin beyanları da bu konjonktüre işaret ediyor ve Çin’in askeri ve istihbarat operasyonlarına DeepSeek’in gönüllü olarak destek verdiği iddia ediliyor.

Savaş senaryolarında yapay zeka kullanımı, Çin’in planlama ve saldırı süreçlerinde devrim niteliği taşıyor. Xi’an Teknoloji Üniversitesi’nin DeepSeek destekli sistemlerle 10.000 savaştan oluşan senaryoyu 48 saniyede analiz edebilmesi, geleneksel ekiplerin 48 saatte tamamladığı işin çok daha hızlı ve hassas biçimde gerçekleştirilebildiğini gösteriyor. Ancak kontrolsüz yapay zeka mühimmatı konusunda endişeler de büyüyor; Çin, insan denetimini koruma sözü verirken, ABD ise 2025 sonuna kadar binlerce otonom insansız hava aracını devreye almayı planlıyor. Shanxi 100 Trust gibi savunma firmalarının Huawei Ascend çiplerini övmesinin yanında akademik çalışmalar Nvidia donanımlarına sık sık referans veriyor. PLA’ya bağlı Ulusal Savunma Teknolojisi Üniversitesi, yakın zamanda A100 çipleriyle geliştirilen bir hedef tespit sistemi için patent başvurusu yaptı ve Kıdemli Albay Zhu Qichao, kısıtlamaların teknolojik açığı kapatma yönündeki kararlılığı güçlendirdiğini vurguluyor.

SEO açısından önemli anahtar kelimeler ve ifadeler: Çin savunma sanayii, yapay zeka savunma sistemleri, P60 muharebe destek aracı, otonom savaş, derin öğrenme uygulamaları, Nvidia çipleri, A100, H100, Huawei Ascend, DeepSeek, algoritmik egemenlik, PLA, gerçek zamanlı savaş desteği, insansız hava araçları, otonom silahlar, insan denetimi, teknoloji tedarik zinciri, ABD kısıtlamaları, savunma teknolojileri patentleri.

Geleceğe dair trendler olarak görülüyor ki Çin, otonom savunma sistemlerini entegre platformlar halinde bir araya getirerek savaş alanında daha önce mümkün olmayan hız ve hassasiyetle karar alabilen yapılar kurmaya yöneliyor. DeepSeek tarafından geliştirilen modeller, farklı sensör verilerini gerçek zamanlı olarak işleyerek savaş alanında algoritmik egemenlik hedeflerini güçlendiriyor. Bu durum, diğer ülkelerin savunma politikalarını etkileyebilir ve uluslararası güvenlik dinamiklerini değiştirebilir. Ayrıca yerli çip üretimindeki artış, Çin’in küresel tedarik zincirlerindeki bağımsızlık arayışını kuvvetlendiriyor ve Batı ile Çin arasındaki teknoloji rekabetini daha da derinleştiriyor.

Sonuç olarak, P60 gibi yüksek hızda otonom muharebe destek araçlarının sahaya yansıması, Çin’in yapay zekayı savunma teknolojilerinin kalbine yerleştirme yönündeki kararlılığını gösteriyor. Bu süreç, sadece teknik bir yenilik olarak kalmıyor; aynı zamanda küresel güç dengelerini etkileyen, stratejik kararlara yön veren ve ileriye dönük savunma politikalarının izlerini taşıyan geniş kapsamlı bir dönüşümün parçası olarak karşımıza çıkıyor. Pekin’in teknolojik atılımı, hem savunma sanayisinin iç dinamiklerini güçlendiriyor hem de uluslararası arenada Çin’in konumunu güçlendirerek jeopolitik dengeyi şekillendiriyor. Bu nedenle, yapay zekanın savunmada kullanımındaki gelişmeleri yakından izlemek, sadece güvenlik uzmanları için değil, politika yapıcılar için de hayati bir gerekliliktir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın