Nanoparçacıkların, Tıbbi Kullanım İçin Güvenilirliği Artık Çok Kısa Sürede Belirlenebilecek

f2f30 nanoparc3a7acc4b1klarc4b1n tc4b1bbi kullanc4b1m c4b0c3a7in gc3bcvenilirlic49fi artc4b1k c387ok kc4b1sa sc3bcrede belirlenebilecek
f2f30 nanoparc3a7acc4b1klarc4b1n tc4b1bbi kullanc4b1m c4b0c3a7in gc3bcvenilirlic49fi artc4b1k c387ok kc4b1sa sc3bcrede belirlenebilecek

Nanoparçacıkların, Tıbbi Kullanım İçin Güvenilirliği Artık Çok Kısa Sürede Belirlenebilecek. İsviçre’deki bilim insanları, tıbbi kullanım için nanoparçacıkların güvenilirliğini belirlemek için yenilikçi bir yöntem keşfettiler. Bilim adamları artık nanoparçacıkların insan vücudunda bir haftadan az bir sürede kullanılmaya uygun olup olmadığını belirleyebiliyorlar. Nanopartiküller, teşhis için işaretleyiciler olarak veya terapötik molekülleri vücudun belirli alanlarına iletmek için uygundur.

Cenevre Üniversitesi’nden (UNIGE) Profesör Carole Bourquin, “Araştırmacılar, yaşayan bir organizma üzerinde ne gibi bir etkiye sahip olacağını bilmeden, nanoparçacık geliştirme için yıllarını geçirebilirler. Dolayısıyla, geliştirme sürecinin başında uygulanabilecek etkili bir tarama yöntemi tasarlamak için gerçek bir ihtiyaç vardı. Gerçekten de, eğer nanoparçacıklar uyumlu değilse, birkaç yıl süren araştırma basitçe çöpe atılabilir. ”

Nanoparçacıkların insan kullanımına uygun olması için geçirmesi gereken üç aşama var.

Bunlar zehirsizlik, bağışıklık sistemini aktive etme kabiliyeti ve makrofajlar ( dokularda bulunan patojenlerin, ölü gözelerin (hücrelerin), hücresel kalıntıların ve vücuttaki yabancı maddelerin yutulmasından sorumlu hücrelerdir. Makrofajlar doğuştan bağışıklık sisteminin bir bölümüdürler.) tarafından emilip emilmeyecekleri.

UNIGE’den Inés Mottas, şunları söyledi: “Yeni bir parçacık geliştirmeye başladığınızda, reçetenin her seferinde aynı olmasını sağlamak çok zor. Farklı partileri test edersek, sonuçlar farklı olabilir. Dolayısıyla, üç parametrenin aynı anda ve aynı numunede ürünün biyolojik uyumluluğunu sağlamak için test edilmesi için bir yol bulma fikri çok güzel”.

Profesör Bourquin ve araştırma ekibi nanopartikül uygunluğunu belirlemek için akış sitometrisi (hücre veya partiküllerin akmakta olan bir akışkanın içindeyken karakteristiklerinin ölçülmesidir ) kullandı. Makrofajlar bir lazer ışınının önüne geçmeden önce 24 saat nanoparçacıklarla inkübe edildi. Test edilen nanoparçacıklar floresan olduğundan, makrofajlar tarafından alınan miktar belirlenebilir. Makrofajlar tarafından yayılan flüoresans, nanoparçacıklara tepki olarak ölçüldü ve aktivasyon seviyeleri belirlendi. Tüm süreç iki veya üç gün içinde tamamlanır.

Freiburg Üniversitesi ile birlikte geliştirilen bu yöntem National Centres of Competence Merkezlerinde yer alan ‘ ‘Bio-inspired Materials’ programının bir parçasıdır. Araştırmacılar, araştırmalarda maliyet tasarrufunun yanı sıra bu yeni yaklaşımın hayvan testinin kullanımını sınırladığına inanmaktadırlar.

Araştırma Nanoscale‘de yayınlandı.

Kaynak : labnews

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*